Açıkçası ben web sayfasının bu kadar talep ve ilgi göreceğini düşünmemiştim. Fakat gelen e-mail ve telefonlar bana farklı görevler yüklemeye ve kendimi sorumlu hissetmeme neden oldu. Giriş bölümünde de bahsettiğim gibi yeterli kaynak olmamasından dolayı genellikle kulaktan dolma ve hatalı bilgilerle bazı şeyler yapılıyor ve sonunda gelen başarısızlıkta insanların bu tür meraklardan uzak durmalarına neden oluyor.
Daha önceleri yerli sülünle tanışmış insanların büyük bir çoğunluğu daha ileri basamaklara (altuni, gümüş, kral ...) gidememişlerdir. Bunun en büyük nedeni kendi bilgilerinin yetersiz olmasının yanı sıra etraflarında da kendilerini yönlendirecek kişiler olmamasıdır. Birçok kişi sülünleri evcil hayvan dükkanlarından almakta fakat aldıkları kişilerin konu hakkındaki bilgilerinden habersiz sanki 1 kg portakal alır gibi sülün almakta ve çok büyük paralar ödemektedirler. Halbuki nasıl bir elektronik eşya alırken servisi var mı? Desteği var mı ? Diye soruyorsak sülünleri ve benzeri nadir ve değişik türleri de bu konu hakkında bilgi sahibi olan kişilerden almalıyız. Bu nedenle başınıza gelebilecek o kadar çok problem var ki; Birçok kere iki erkek sülünü çift diye satın almış insanla karşılaştım. (bahsettiğim yavru iken alınan kuşlar değil aksine 2 yaşında rengini almış ve bilerek alıcının kandırıldığı durumlar.) Altuni sülünün eşi diye verilmiş yerli sülün dişileri gibi birçok durum.
Sülün ve diğer kuşları beslemek bir tür koleksiyonculuktur. Her zaman yeni bir tür gördüğünüzde eğer beğendiyseniz onuda koleksiyonunuza katmak istersiniz. Fakat her koleksiyonculukta olduğu gibi bu iştede parçaların değerini düşüren ve yükselten bir çok özellik vardır. Bu özellikler elinizdeki parçanın kıymetini çok artıracaktır. Örneğin altuni sülünde ayak rengi canlı sarı olmalıdır ve tepe tüylerinde sarı dışında hiçbir renk olmamalıdır fakat tüm Türkiye'yi dolaşsanız istenilen özelliklere uyan çok az sayıda sülün bulabilirsiniz. Bunun nedeni ise altuni sülün ile hatun sülünün melezlenmesidir. Birçok kuş satıcısı hatun sülün dişisi ile altuni sülün dişisini birbirinden ayıramazlar. Altuni, kral, gümüş, sarı altın, hatun, yerli, Himalaya monal dışındaki sülünleri bilmezler.
Bu açıklamaları yapmamın sebebi şu anki gerçekleri ortaya koymak fakat yeni başlayanların hevesini kırmak değil. Şunu da söylemeden geçemeyeceğim , kuşçuluk benim mesleğim değil benim hobim ve bu yüzden hiçbir ticari kaygım yok. Benim elimdeki hyvanların fazlasını satmamdaki neden kuşların kendi masraflarını çıkarmaları ve koleksiyonu en az masrafla genişletebilmem.
Kuş merakı yeni başlayanlar için ilk cümle " Doğru ve yeterli kafes sistemleri olmadan asla kuş almayınız. ÖNCE KAFES SONRA KUŞ!!! Bu cümle gerçekten çok önemli çünkü özellikle sülünler çok hassas hayvanlardır ve sık sık yakalanıp yer değiştirmeleri kesinlikle zararlıdır. Strese girip hatta şoka girip ölmeleri mümkündür.
Peki kafesler nasıl olmalıdır. Bana en çok sorulan sorulardan biri budur. Ben 2000 ve 2002 yılları arasında dört kez avrupaya sadece sülün ve diğer kuşları yetiştiren çiftlik ve hayvanat bahçelerini görmeye gittim ve bu gözlemlerim sonunda kendime göre bazı standartlar oluşturdum. Bu standartlar zaman içinde değişirse o zaman da sizlerle paylaşacağım. Şu anki duruma göre;
Tavuskuşu gibi büyük ırklar dışındaki tüm sülünler için ideal beslenme kafesleri minumum 13.25 m2 olmalıdır. 2.5m eninde 5.5 m uzunluğunda olan kafeslerin 2.5m*1.5m kapalı alanı (üstü atermit tarzı yağmur ve güneş almayan bir malzeme ) ve 2.5m * 4 m bahçesi (her tarafı 2cm*2cm göz kafes teli ile kapalı )vardır. Ben kafeslerde otomatik suluk kullanmıyorum çünkü zamanla yosun yapıyor ve tıkanıyor 38 derece sıcakta siz sulukta su var diye düşünürken kuşlarınızın 2 gündür susuz olması ve ölmesi inanın ki çok acı. Aynı zamanda bu tür bir sistemle sadece bir tek kafesteki bir hayvana ilaç vermek çok daha zor olacaktır.
Kafeslerin kapalı olan bölümlerinde yerden 1.5 yükseklikte tünek olamalı ve yerde kum bulunmalıdır.
Bir çok sülün kazıcı olduğu için mutlaka toprak bahçeleri olması lazımdır. Kafesin bahçe kısmı ise sülünlerin yemeği çok sevmediği acı yapraklı ardıç veya çabuk büyüyerek gölge yapan pitosporyum gibi bitkiler kullanılarak yeşillendirilebilir. Değişik sarmaşıklar ve meyva veren bitkiler dikilirse kuşlara doğal besinde sağlanmış olur. Ben genellikle bahçelere pitosporyum, ters dut, amerikan sarmaşığı, sabin ardıcı ve böğürtlen dikiyorum.
En çok sorulan sorulardan biride kuşları Ankara veya Erzurum gibi şehirlerdeki soğuk kış aylarında yaşayıp yaşayamayacağıdır. Sülünlerin çoğunun anavatanı Asya'nın yüksek dağları olduğu için genel olarak soğuğa oldukça dayanıklı hayvanlardır. Kış aylarında kapalı alanlarına yağmur ve kar yağmadığı sürece ve rüzgar sert altında olmadıkları sürece hiçbir sorun olmaz. Önlem olarak resimlerde gördüğünüz kafeslerdeki açık kapı ve pencerelerin yerine açılıp kapanan kapı ve pencere konursa ve geceleri kuşları kapalı odaya alırlarsa soğuk ile ilgili bir sorun kalmaz. Almanya ve Hollanda da soğuk ile böyle mücadele ediyorlar ve orada da hava geceleri - 20 dereceye kadar düşebiliyor. Yanlız unutulmaması gereken bir konu var oda sülünler içinde soğuğa karşı direnci düşük olan tavuskuşu sülünler ve alev sırtlı sülünlerle java Tavukuşu için kapalı ortamda ısıtma sağlanmasında ve oda sıcaklığının 0 derecenin altına düşmesinin önlenmesinde fayda vardır. Bunu sağlamak için odada tüneğe veya yere yakın yerde 75 watlık bir ampul yakılması birçok durumda yeterli olabilir.
Sülünler soğuğa genel olarak dayanıklı iken doğrudan gelen güneş ışığına o kadar da çok dayanıklı değillerdir. Bu yüzden bahçelerini bitkilendirerek onlara altında rahat hareket edecekleri bir alan sağlıyoruz.
Üreme mevsimi geldiği zaman ki bu zaman genel olarak şubat ortasından temmuz ayı sonuna kadar devam eder, kuş yetiştirenler için tatlı bir telaş başlar. Bütün üretme kafeslerindeki folluklara taze saman veya ot konur ve üreme başlama zamanından en az 2 ay önce damızlıklar daki eksiklikler giderilir ( dişi veya erkek alınacaksa alınır) ve yer değişimi yapılacaksa yapılır.
Üretme işlemi ister kuluçka makinasında isterse gork tavuk altında yapılsın yumurtaların folluktan alınarak belli bir yerde bir süre bekletilmesi lazımdır. Bekletilecek yer kesinlikle 20 dereceden daha sıcak olmamalı ve bekletme süresi de havanın sıcaklığına bağlı olarak 1-10 gün arasını geçmemelidir. Bekleme esnasında yumurtalar ya kum dolu bir kasada yatay olarak ve günde 1-3 kez çevrilerek yapılmalı yada sivri kısmı aşağı gelecek şekilde yumurta kaplarında saklanmalıdır. Yumurta kaplarındaki bekleme 3 günü geçmemeli ve unutulmamalıdır ki yumurtalar yaklaşık 28-30 derecede oluşmaya başlamaktadır ki bu da geceleyin oluşumun duracağı anlamına gelir ve ertesi gün tekrar başladığında yumurta içindeki embryo ölecektir. Bir çoğumuz sıcak havalarda horozların iş yapmadığını zannederiz fakat olay esas olarak yumurtanın 30-32 derece havada 2 gün beklediğinde ölmesidir.
Kuluçka makinasında sülünler bıldırcınlar tavuklar ve keklikler için genel olarak kullandığım ısı başlangıçta 37.8 derece C ve çıkış zamanında ise 37.5 derece C dır. ( Çıkış zamanı toplam kuluçka süresinde 2-3 gün öncesinde başlar. Yani tavuk yumurtası ortalama olarak 21 günde çıktığını kabul edersek ilk 18 gün yumurtaların çevrildiği (günde en az 6-12 kez) ve ısının 37.8 derece C olduğu dönemdir. 19 . günde çevirme işlemi durdurulur ve yumurtalar 37.5 derecede çıkışa alınır.Başlangıç için rutubet %45-50 çıkış için ise %55-60 arasında olmalıdır.
Su kuşları yumurtaları kendi annelerinin altında daha iyi sonuç vermelerine rağmen illaki makinaya konacaksa ısı başlangıçta 37.3 çıkışta ise 37 derece olmalıdır. Rutubet oranları ise %55 başlangıç ve %65 çıkış olmalıdır.
Çıkan civcivler 24 saat kuluçka makinasında bırakılmalı ve kurumaları sağlanmalıdır. Daha sonra şekerli su verilmeli ve 37 derece sıcaklığındaki termostatlı yavru büyütme kafesine alınmalıdır. Daha sonra ilk hafta sonunda 32 dereceye daha sonra her hafta 2 derece ısı azaltılarak 6 hafta sonunda ısıtmasız normal kafeste oda sıcaklığında beslenmelidirler. (Oda sıcaklığı 20 derecedir.) Civcivlere ilk gün içme suyu olarak şekerli su verilerek bağırsaklarının temizlenmesi sağlanır ve yem olarak toz veya granül civciv yemi verilir. Yem ve su kapları civcivlerin rahatlıkla bulabilecekleri boyda ve su kabının içine girip ıslanmayacakları şekilde olmalıdır. Suluğun içine ilk günler için çakıl taşı koymak ıslanmalarını önleyecektir.
Isı kaynağı olarak ampul kullanıyorsanız kuşlarda tüy ve parmak yeme problemleri çıkabilir . Bu genellikle ışık sitresinden ve kalabalıktan olur. Daha seyrek kafesler ve kırmızı ışık bu sorunu çözmenize yardım eder.
Kuşlara ne tür ilaçlar vermeliyiz de en çok sorulan sorulardandır. Benim periodik olarak verdiğim ilaçlar şunlardır;
15 günde bir vitamin (sularına)
3 ay da bir parazit ilacı (sularına)
2 ay da bir canlı veba aşısı (sularına) Benim uyguladığım tek aşı çünkü oldukça yaygın bir hastalık ve tek çaresi aşılamak gelirse kafesleri kurutmadan gitmez!!!
Bunların dışında bolca yeşillik ve arada sırada taneli yemler kuşların çok hoşuna gidiyor. Taneli yem olarak çiğdem, pirinç,darı,buğday , kum darı, akdarı , keten tohumu, yulaf veriyorum. Yetiştirebildiğim kadarı ile de un kurdu veriyorum ki bundan sülünler çok hoşlanıyor.